İçindekiler
İstanbul’da yaprakların rengi çoktan kahverengiye döndü. Güneş, deniz ve kum üçlüsüne veda ederken, Eylül ayının sonlarına doğru yağmurlarla birlikte havalar da iyiden iyiye soğumaya başladı. Tatil denince aklımıza genellikle sıcak hava, deniz ve sahiller geliyor; ancak belki de “Tatil” kelimesinin anlamını hepimizin genişletmesi gerekiyor. Ülkemizde keşfedilmeyi bekleyen o kadar çok hazine var ki; yaz, kış, sonbahar ya da ilkbahar demeden bu güzelliklerin en azından bazılarını gözlerimizle görmemiz gerektiğini düşünüyorum. Havalar soğudu diye keşfetmekten ve tatil yapmaktan vazgeçecek değiliz elbette! Havaların soğumaya başlaması bizlere yeni keşifler için önemli kapılar açıyor aslında.
10“Gezginin Yolları” Keşfe Çıkıyor!
Soğukların keşfetmemiz için bize açtığı en güzel kapılardan bir tanesi de termal sular ve kaplıcalar! Birçok hastalığın tedavisinde önemli rol oynayan şifalı sularla sağlığınıza kavuşurken, eşsiz bir doğanın içinde yenilenerek unutulmaz bir tatil yapabilirsiniz. Biz de “Gezginin Yolları” köşemizde Eylül ayı için Yalova’nın en önde gelen otellerinden Thermalium Wellness Park’ta konakladık. Yalova yolculuğumuz, otelin bulunduğu bölge ve tesis hakkındaki izlenimlerimizi sizlerle detaylı bir şekilde paylaşacağım. Artık Gezginin Kalemi köşemizde her ay farklı bir bölgeyi keşfederken farklı bir otelde konaklayarak izlenimlerimizi kaleme alacağım. Ayrıca, Kaplıcalar ile Sağlıklı ve Eşsiz Bir Tatil Planlayın! başlıklı yazımızı okuyarak kaplıcalar hakkında merak ettiğiniz her noktayı detaylı bir şekilde öğrenebilirsiniz.
9Feribotla Yalova Yolculuğu
Artık yolculuğumuza başlayabiliriz. 29 Eylül Cumartesi günü saat 11:00’de Pendik feribotu ile Yalova’ya gitmek için biletlerimizi bir hafta öncesinden ayırttık. Tatil Dükkanı üzerinden Thermalium Wellness Park’ta 1 gece konaklamak üzere rezervasyonumuzu da yolculuk biletlerimizi almadan önce hızlı ve kolay bir şekilde halletmiştik zaten. Kafamız rahat bir şekilde yola çıktık ve Pendik İdo İskelesi’ne ulaştık. Bir gün öncesinde fırtına ve olumsuz hava koşulları uyarıları yapılsa da şans bize güldü ve günlük güneşlik bir havada feribottaki yerimizi aldık. Daha önce feribot ile seyahat yapmayanlar için hatırlatmakta fayda var, hava şartlarının da uygun olması nedeniyle, deniz üzerinde hiçbir sarsıntı ya da olumsuz bir durum yaşamadan çok konforlu ve rahat bir şekilde 45 dakika içinde Yalova terminaline ulaştık.
Daha önce hiç Yalova’yı ziyaret etme şansım olmamıştı. Çok güzel bir şehir olduğunu biliyordum tabii ki, ama kendi gözlerinizle görmek anlatılanlardan yazılıp çizilenlerden çok daha keyifli ve çarpıcı kesinlikle! Eğer siz de henüz Yalova’yı kendi gözlerinizle keşfetmediyseniz, doğasıyla büyüleyen bu eşsiz ilimizi mutlaka seyahat listenize ekleyin.
8Termal Bölgesi ve Minibüsler
Feribottan inerek Yalova’ya ayak bastığımızda saatimiz 11:45’i gösteriyordu. Konaklayacağımız Thermalium Wellness Park Hotel, Yalova’nın Termal bölgesinde yer alıyor. İDO terminalinin yaklaşık 50 metre sağında yer alan dolmuş duraklarından da Termal bölgesine her 15 dakikada bir dolmuş kalkıyor ve kişi başı ücreti 4,5 lira. Minibüs şoförüyle yaptığımız kısa bir sohbetle Termal bölgesine 35-40 dakika içinde ulaşabileceğimizi öğrendik. Ayrıca, Tarih Kokulu Limak Termal Butik Otel adlı yazımızı okuyarak bölgenin bir diğer ünlü oteli hakkında detaylı bilgi sahibi olabilirsiniz.
7Yalova Merkezde Kısa Bir Keşif Turu
Otel için yola koyulmadan önce Yalova’da geçirebileceğimiz yaklaşık 1 saatimiz oldu. Yeşillikler ve palmiye ağaçları eşliğinde şehrin kıyı kesmini keşfetmek için yürümeye başladık. Kıyı bölümünde yan yana dizilmiş balık restoranları karşıladı bizi. Gerçekten oldukça keyifli bir manzarası olan restoranlar unutulmaz bir akşam yemeği için tercih edilebilir. Biraz daha ilerlediğimizde karşımıza Yalova Kent Müzesi çıktı. “Yalova benim kentimdir” yazılı Atatürk afişiyle misafirlerini karşılayan müze, mimari yapısıyla sizi tarihi bir yolculuğa çıkarıyor.
6Çam Ormanları ve Eşsiz Bir Manzara
Yalova’nın merkezinde güneşli bir havada yarım saatlik keyifli bir yürüyüş yaptıktan sonra Kent Müzesi’nin hemen karışında bulunan Heykel Dönerci’de öğlen yemeğimizi yedik ve minibüs durağına doğru yola koyulduk. 13:20’de Termal minibüsüne binerek yolculuğumuza başladık. Şehrin iç kısmına doğru yeşillikler arasında kaybolarak devam eden yolculuğumuz çam ağaçlarının çevrelediği muhteşem bir manzarada son buldu. Bol oksijen ve harika bir göl manzarasıyla bizi karşılayan Thermailum Wellness Park, tesise adım atmadan bizi etkilemeyi başardı.
5Otelin Konumu ve Harika Manzarası
Kuşlar ve cırcır böceklerinin sesleri eşliğinde çam ormanlarının oksijen yüklü kokusu hemen etrafınızı sarıyor minibüsten indiğinizde. Otelin lobisinde güler yüzlü bir ekip tarafından karşılandıktan sonra giriş işlemlerini 5 dakika gibi kısa bir süre içinde tamamladık ve yarım pansiyon konseptindeki standart odamıza geçtik. Otelin lobisi gerçekten olağanüstü bir manzaraya sahip. Büyüleyici çam ormanlarının tam ortasında yer alan tesisin lüks lobisi muhteşem bir göl manzarasına göz kırpıyor.
Eşimle birlikte 5 katlı otelin 3. katındaki odamıza doğru yol alırken, nasıl bir odanın bizi beklediğini merak ediyorduk doğrusu! Tesisin lüks koridorlarını ve iç mimarisini gördükten sonra zevkli ve güzel bir odanın bizi beklediğini tahmin ettik, ancak odanın kapısı açıldığında beklentilerimizin üzerinde bir odayla karşılaştık.
Öncelikle standart oda olmasına rağmen oldukça geniş bir odada konakladığımızı söyleyebilirim. Balkonumuz göl ve orman manzaralı olduğu için kendimizi çok şanslı hissettik, fakat sonradan öğrendik ki, otelin bütün odalarında yer alan balkonlar orman ve göl manzaralıymış zaten!
Asansörde odamıza doğru giderken bize eşlik eden otel görevlisi, tesisin havuzları, spa merkezi ve yeme-içme konsepti hakkında detaylı bilgi verdi. Tesiste en çok merak ettiğimiz nokta tabii ki termal havuzdu. Otelde 3 adet termal havuz bulunuyor. Bunlardan bir tanesi sadece kadınların faydalanabildiği kapalı termal havuz, diğeri kadın ve erkeklerin karma olarak faydalanabildiği kapalı termal havuz, son olarak da hem kadınlara hem de erkeklere hizmet veren açık termal havuz. Biz eşimle birlikte geldiğimiz için karma termal havuzu tercih ettik. Hava soğuk olduğu için açık havuz da kullanılmıyordu zaten!
4Termal Havuz ve Spa Merkezi
Odamıza yerleştikten hemen sonra üstümüzü değiştirip termal havuzun yolunu tuttuk. Otelin -2. katında yer alan Vanida Spa & Wellness bölümünde yer alan termal havuzlara girebilmek için bone giymeniz gerektiğini hatırlatalım. Eğer yanınızda bone getirmediyseniz, spa merkezinden 7 liraya satın alabiliyorsunuz. Otele gelirken yanınızda havlu ya da bornoz getirmenize gerek yok. Odanızda sizi 1 adet bornoz ve duş havlusu bekliyor. Üstünüzü değiştikten sonra bornozunuzu giyerek spa merkezine geçebiliyorsunuz kolaylıkla!
Yanımızda bone bulunmadığı için bonelerimizi satın aldıktan sonra karma termal havuza geldik. Termal havuz suyu sıcaklığının 30 ile 50 derece arasında değişiklik gösterdiğini öğrendik. Otelin yer aldığı yükseklikte hakim olan serin havayı soluduktan sonra sıcacık termal havuza girerek bütün kaslarınızın gevşediğini hissetmek benzersiz bir keyif! Su oldukça sıcak olduğu için sadece 10 dakika havuzda kalmak bize yeterli geldi. Sudan çıktığınız anda yaşadığınız ferahlığın da ayrı bir rahatlama sağladığının altını çizelim.
Yaklaşık 10 dakika havuza girip yarım saat şezlonglarımızda dinlendik ve bunu 3 ya da 4 kez tekrarladıktan sonra daha önce hiç tecrübe etmediğimiz bir şekilde rahatladık! Termal otele gelince masaj yaptırmadan gitmek olmaz tabii ki. Termal havuzun hemen yanında yer alan spa merkezinde 50 liradan başlayan ücretlerle masaj yaptırabiliyorsunuz. Seçtiğiniz masaj tipine göre de bu fiyat değişiklik gösterebiliyor, fakat 50 ile 100 lira arasında bir ücret ödeyerek harika bir masaj alabilirsiniz. Biz Uzak Doğu müziklerinin eşliğinde Shiatsu Masajı yaptırdık. Yaklaşık 45 dakika süren bir masajın ardından bütün stresimizi atmış bir şekilde spa merkezinden ayrıldık.
3Termal Havuz, Masaj ve Enfes Bir Akşam Yemeği
Harika bir termal havuz ve masaj deneyiminin ardından saat 18:30 gibi yeniden odamızın yolunu tuttuk. O kadar rahatlamış ve gevşemişiz ki, yatağımıza uzanır uzanmaz uykuya dalmışız ve gözlerimizi açtığımızda saat 20:30 olmuş! Hemen hazırlanıp otelin 5. katında bulunan restoranına doğru yol aldık. Temiz hava, sıcacık termal sular ve harika bir masajın verdiği rahatlığı otelin açık büfe restoranında enfes bir akşam yemeği ile taçlandırdık. Tesisin sunduğu yemek çeşitleri oldukça zengin ve yeterli seviyedeydi. Restoran bölümünde beklentilerinizin üzerinde bir hizmet ve farklı lezzetler bulabileceğinizi rahatlıkla söyleyebilirim.
Yemeğimizi yedikten sonra otelin çevresinde, çam ormanı kokuları eşliğinde kısa bir yürüyüş yaptık. Gecenin derin sessizliğini cırcır böceklerinin huzur veren sesleri bölerken, fazla üşümemek için manzaranın keyfini odamızda çıkarmaya karar verdik. Otelin lobisinde bulunan cafeden sıcak filtre kahvelerimizi alarak odamızın balkonuna geçtik. Olağanüstü bir manzara eşliğinde sessizliği dinlerken bir yandan sıcak kahvelerimizi yudumladık bir yandan da sohbet ettik. Harika bir günün ardından keyifli bir uykuyla günümüzü tamamladık.
2Açık Büfe Kahvaltı ve Manzara
Eve dönüş yoluna çıkmadan önce otelin sabah 8:00 ile 10:00 arasındaki açık büfe kahvaltısına geçtik. Yine müthiş bir manzara eşliğinde çok keyifli bir kahvaltı yaptıktan sonra otelden çıkışımızı yaptık ve 15 dakika yürüme mesafesindeki kaplıcalar bölgesine çam ağaçlarının çevrelediği yollardan yürüyerek ulaştık. Kaplıcalar bölgesinin de görülmeye değer harika bir yer olduğunu kendi gözlerimizle gördüğümüzde inandık.
1Atatürk Köşkü ve Kaplıcalar
Yeşilin her tonunu barındıran bu çok özel bölgede bizi Atatürk Köşkü karşıladı. Köşkün etrafından kısa bir yürüyüş yapıp Atamızın bir dönem yaşadığı köşkün havasını soluduktan sonra 10:30’da şehir merkezine giden minibüslere binerek 12:00’deki Pendik feribotuna yetişmek için yola çıktık. Yine 35-40 dakika süren bir yolculukla terminalin önüne geldik. Feribotumuzu beklerken sıcak bir kahve eşliğinde Yalova manzarasını büyük bir keyifle izledik! Sağanak yağış ve fırtına uyarılarına rağmen bir damla bile ıslanmadan feribotumuza bindik ve kara bulutlar eşliğinde İstanbul’a dönerek harika bir hafta sonu tatili yaptık.
Ekim ayında farklı bir bölge ve otelde konaklayarak ülkemizin keşfedilmeyi bekleyen en özel yerlerinden birini tanıtacağız. Keşfetmek için bizi takip etmeye devam edin! Konakladığımız tesis hakkında detaylı bilgi sahibi olmak için Yalova’nın Yıldızı Thermalium Wellness Park Hotel başlıklı yazımızı okuyabilirsiniz.
[hotel id=”9031″][/hotel]