Hurri ve Urartu krallıklarının hüküm sürdüğü Hakkari, Pers İmparatorluğu’ndan sonra Arapların egemenliğine girmiştir. Oradan Selçuklular ve son olarak da Osmanlı İmparatorluğu’nun topraklarına dahil olmuştur. Konumu itibariyle sayısız millete yuva olan şehir, hala günümüzde Katolik mezhebine mensup kişiler olan Asuriler Diyarbakır metropoliti tarafından Konak Köyü’nü patriklik merkezi olarak görmektedirler.
Hatırı sayılır sayıda Nasturi patriklerinin yaşam sürdükleri köyde Cizre Emiri Bedirhan Bey ve Hakkari Emiri Nurullah Bey’in saldırısı sonucunda büyük ölçüde kayıplar verilmiştir. Akabinde bölge aşiretleri ile ters düşmüşler ve ilk olarak İran sonra da İngiliz yönetimindeki Irak’a sığınmışlardır. Her ne kadar geri dönmek isteseler de bu girişimlerinde başarılı olamamışlardır.
Coğrafi olarak dağlık bir yapıya sahip olan şehrin yüksek zirveleri ve doğal güzellikleri ile yayla ve dağ turizmine ön ayak oluyor. Dağcılık, yürüyüş, kampçılık gibi aktivitelerin yapılabildiği ve bunların yanı sıra buzul sıradağları, buzul gölleri ile sadece tırmanışa meraklı olanların değil doğa aşıklarının da tercih noktalarından.