İç Anadolu Bölgesi’nde, Ankara’ya komşu bir konumda bulunan Kırıkkale, Cumhuriyet döneminde hızla gelişmiş, özellikle savunma sanayisi ve demir-çelik üretimiyle adını duyurmuş stratejik bir şehirdir. Tarihi mirası, üretkenliği ve doğal güzellikleriyle, sessiz ama dinamik bir Anadolu kentidir.
Kırıkkale’nin yükselişi, 20. yüzyılın başlarında kurulan Makina ve Kimya Endüstrisi Kurumu (MKE) ile başlamıştır. Türkiye’nin ilk silah ve mühimmat fabrikalarına ev sahipliği yapan şehir, savunma sanayiinin temel taşlarından biri olmuştur. Aynı zamanda demir-çelik sektörü ve petrokimya sanayisiyle de üretim gücünü artırmıştır.
Kırıkkale sadece sanayiyle değil, doğasıyla da göz doldurur. Türkiye’nin en uzun nehri olan Kızılırmak, şehir merkezinden geçerek çevreye hayat verir. Kapulukaya Barajı, balıkçılık, piknik ve doğayla baş başa kalmak isteyenler için huzurlu bir kaçış noktasıdır. Ayrıca Hasandede Yaylası ve Celal Bayar Parkı, yerel halkın dinlenme ve sosyal yaşam alanlarındandır.
Kırıkkale, İç Anadolu’nun tipik kültürünü taşır. Geleneksel el sanatları ve halk oyunları hala yaşatılmaktadır. Keskin ilçesi, özellikle tarihi dokusu ve geleneksel yaşam biçimiyle dikkat çeker. Yöresel mutfakta tarhana çorbası, bazlama, keşkek ve çörekler öne çıkar. Misafirperverlik ise şehrin en sıcak yönlerinden biridir.
1992 yılında kurulan Kırıkkale Üniversitesi, şehre akademik bir canlılık kazandırmıştır. Genç nüfusun artmasıyla birlikte şehirde sosyal yaşam, kültürel etkinlikler ve girişimcilik faaliyetleri de giderek gelişmektedir.
Kırıkkale, Cumhuriyet’le birlikte büyümüş, sanayiyle şekillenmiş ve Anadolu’nun kalbinde sessiz ama üretken bir güç hâline gelmiştir. Tarihi derinliği olmasa da, yakın geçmişteki katkıları ve bugünkü potansiyeliyle, Türkiye’nin kalkınmasında önemli bir rol üstlenmektedir. Sade, çalışkan ve gelişmeye açık bir şehir görmek isteyenler için Kırıkkale, Anadolu’nun sağlam omurgalarından biridir.