Floransa Gezi Rehberi: Rönesans Ruhunu Hisset

Bu şehir, oldukça eski bir yerleşim yeri ve buna binaen tarihi, kültürü ile oldukça fazla dikkat çekiyor. Milattan Önce 59 yılında, Jül Sezar’ın askerlerinin ayak bastığı Arno Nehri vadisindeki bu verimli topraklar, o günlerde Florentia adı ile anılmaya başlanmıştı. Şimdilerde ise, Floransa olarak bilinmekte.

En ihtişamlı zamanlarını takriben 15. yüzyılda, ünlü Medici ailesinin şehrin başına geçmesi ile geçiren Floransa; bilhassa Medici döneminde inşa edilen yapıları hâlâ koruması ile meşhur. Dönemin en ünlü mimarları ve heykeltıraşları ile çalışan Medici ailesinin şehre yaptığı katkılar ise yalnızca yapılarla sınırlı değil. Ailenin en önemli fertlerinden biri olan Lorenzo, Floransa’ya 1469 – 1492 yılları arasında altın çağını yaşatması ile biliniyor. Michelangelo, Da Vinci, Botticelli gibi dehaların çıktığı Floransa, günümüzde Rönesansın başkenti olarak kabul ediliyor. Dolayısıyla, Rönesans tarihine ilgiliyseniz, bu şehirde mutlaka birkaç gün geçirmelisiniz.

Floransa’ya ne zaman gidilir? Sorusu ile çok kez karşılaştık. Bu konuyu da gezilecek yerleri listelemeden önce açıklığa kavuşturalım. Yılda 10 milyon turistin ziyaret ettiği, hem bir ticaret hem de turizm merkezi olan Floransa’ya aslına bakarsanız dört mevsim gidilebilir. Akdeniz iklimine oldukça yakın bir iklime sahip olan bu şehirde, yazları sıcak ancak pek de bunaltıcı olmayan bir hava vardır. Kış aylarında ise şehir, çok soğuk olmaması ile bilinir. Bilhassa yaz ayları, turistlerin en çok tercih ettiği dönemlerdir; bu sebepten müzelerde, galerilerde ve gezilip görülecek pek çok yerde uzun kuyruklar oluşur. Floransa gezisi için uygun zaman, kalabalıklardan arınmak istiyorsanız, genelde yaz dönemi sonrasıdır.

Rönesans ruhunu yansıtan yapıları, kültürü ve tarihi ile sizi bambaşka diyarlara götürüp masalsı anlar yaşatabilecek Floransa’da gezilip görülmesi gereken çok fazla yer var. Sizler için en önemlilerini listelemeye çalıştık. İşte, korunan yapıları sayesinde, her köşe başında bir kültür hazinesi ile karşılaşabileceğiniz Floransa’da muhakkak görmeniz gereken yerler.

Floransa’nın simgelerinden biri olan Uffizi, 1560 – 1580 yılları arasında inşa edilmiş ve Dük I. Cosimo’nun çalışma ofisi olarak tasarlanmıştır. Bu galerinin, mimarı Giorgio Vasari’nin en büyük eseri olduğu söylenir.

İç avlusu oldukça uzun bir şekilde tasarlanan ve Arno Nehri’ne açılan kapıları ile ihtişamlı bir manzarası bulunan Uffizi Galerisi içerisinde, dünya üzerinde toplanmış en nadide koleksiyon parçaları sergilenir. Bilhassa Floransa’nın Rönesans başkenti olmasını sağlayan Medici ailesinin özel koleksiyonu, burada görülmeye değer.

Galerideki birkaç eserden bahsetmek gerekirse, Giotto tarafından yapılan ve derinlik algısı, perspektif kullanımları konusunda başyapıt olduğu kabul edilen “Ognisanti Madonna”; Boticelli’nin 1485 tarihinde bitirdiği “Venüs’ün Doğuşu”; muhteşem örnekler olarak sunulabilir.

Sanata doymak ve bir sanat galerisinde nadide eserler görmek isterseniz, Uffizi sizi bekliyor. Son olarak, turistlerin en çok merak ettiği yerlerden biri olan bu galeride, uzun kuyruklar beklemek istemezseniz, ufak bir ücret ödeyerek rezervasyon sisteminden yararlanabiliyorsunuz.

Duomo ya da Santa Maria del Fiore olarak da bilinen Floransa Katedrali, Gotik mimarinin en güçlü örneklerinden biri olarak biliniyor. 1296 ila 1436 yılları arasında, çok uzun bir zaman diliminde inşa edilen bu katedralin yerinde, inşasına başlanmadan önce Santa Resparata Kilisesi vardı ve Resparata’nın kalıntıları katedralin bodrum katında hâlâ görülebilir.

Katedral, inşa dönemi boyunca pek çok mimarın elinden geçmiş. İlk mimarı, Arnolfo di Cambio olarak bilinirken, ondan sonrasında inşasını Giotto devralmış. Giotto’dan sonra da pek çok mimarın devraldığı katedrale son dokunuşu, ünlü isim Filippo Brunelleschi’nin yapmış. 1420 – 1436 yılları arasında, Brunelleschi’nin büyük kubbeyi tamamladığı bilinmekte.

Floransa’ya gidecek olanların mutlaka görmesi gereken bu katedralin bilhassa giriş kısmındaki saat, oldukça önemli bir eser olarak bilinir. Paolo Uccello tarafından tasarlanan bu saatin özelliği, günün 24 saatin güneşin doğuş ve batışına göre ayarlanmasıdır ve hâlâ çalışmaktadır. Son olarak, katedrali ziyaret etme fırsatınız olursa, saatin yanında Kıyamet Günü freskini ve kubbeyi görmeyi de unutmayın.

Bu saray tam 94 metre yüksekliğindeki çan kulesi ile adeta bir kale görünümündedir. Arnolfo Di Cambio tarafından tasarlanan Vecchio Sarayı, 1298 – 1341 yılları arasında inşa edilmiş ve kentin hükümet binası olarak hizmete açılmıştır. Şu anki görünümüne ise, 16. yüzyılda yapılan yenileme çalışmalarından sonra kavuştuğu bilinir.

Kendi kendinize ya da bir rehber eşliğinde gezilebilecek bu sarayın, rehber eşliğinde gezilmesini öneririz; zira görülecek çok fazla şey var. Bunlardan bir tanesi, Beş Yüzler Salonu içerisinde bulunan Michelangelo’nun Zafer heykeli. Bir diğeri ise, sarayın ikinci katında bulunan, Vasari’nin tasarladığı elementler odası. Bu odada, dört temel elementin harika tasvirlerini görebilirsiniz.

Yunuslu Putto Çeşmesi, Donatello imzalı “Judith ve Holofernes”, Zambaklar Odası içerisinde bulunan Roma’nın devlet adamlarının tasvirleri ve dahası için Vecchio; kesinlikle görmeniz gereken yerlerden.

1561 Yılında, Medici ailesinin talebi üzerine Vasari’nin de bulunduğu üç kişi tarafından kurulan Accademia; Floransa Güzel Sanatlar Okulu olarak biliniyor. Avrupa’nın ilk çizim akademisi olan Accademia’da, Michalangelo’nun şaheseri Davut Heykeli; 1873 yılından bu yana sergilenmekte.

Rönesans heykel sanatının başyapıtı olarak bilinen Davut Heykeli’ni görebilmek için dahi muhakkak gidilmesi gereken Accademia; bu heykel dışında da harika sanat eserleri ile dolu.

İtalya mutfağının ve dolayısıyla Floransa’nın oldukça zengin bir portföye sahip olduğu biliniyor. Bakıldığında, basitlik ve minimalizmin yanında bilhassa malzemelerin kalitesine önem veren bu mutfak kültüründe; zeytinyağının yeri vazgeçilmezdir. Hangi yemek olursa olsun, içeriğinde zeytinyağı bulmak mümkündür. Mutfak kültürünün vazgeçilmezi, tahmin edilebileceği gibi şarap ve peynir türleridir. Denenmesi gereken lezzetler arasında ise pek çok şekilde yapılabilen İtalyan makarnaları; Pizzeria adı verilen mekanlarda yapılan odun ateşinde pizza ve elbette az pişmiş Floransa Bifteği bulunuyor.

Rönesans ruhunu koruyan bir sanat şehri olarak Floransa’da, gece hayatı da oldukça canlı. Tenax Club, kentin en büyük ve ünlü gece kulüplerinden biriyken, Bamboo Lounge Club ve Space Club’da da sabahın ilk ışıklarına kadar dans edebilmeniz mümkündür. Ayrıca, Floransa’nın ünlü festivalleri her yıl düzenli olarak organize edilmeye devam ediyor ve bunlardan birine rastlarsanız, kaçırmamanızı öneriyoruz. Dünyaca ünlü DJ’lerin performansları ve daha fazlası, bu festivallerde bulunabiliyor.

Floransa’da konaklayabileceğiniz pek çok seçkin otel seçeneği var. Tatil Dükkanı Blog olarak Floransa’da kalabileceğiniz en iyi otelleri sizin için sıraladık. Harika hizmetleri ile bu otellerde hem konforlu bir konaklama hem de güzel bir Floransa gezisi için aşağıdaki seçeneklerden birine rezervasyonunuzu yaptırabilirsiniz.

Masalsı bir Floransa tatili istiyorsanız, Hotel Glance In Florence bunun için en doğru seçimlerden biri olabilir. Modern ve konforlu odaları, panoramik şehir manzaralı harika bir açık havuzu bulunan tesisin gidebileceğiniz tarihi yerlere yakın olması da büyük bir avantaj.

Hem odaları hem de yatakhaneleri ile şehrin kalbinde yer alan Plus Florence da Floransa tatilinizde konaklamak için iyi bir seçim olabilir. Uffizi Galerisi’ne sadece 12 dakikalık yürüme mesafesinde olan bu otelde, gezilecek diğer yerlere de kolayca ulaşabilmeniz mümkün.

Floransa şehir merkezinde, tarihi bir binada hizmet veren Palazzo Alfieri Residenza D’Epoca, bazı odaları Arno Nehri’ne bakan harika bir konumda yer alıyor ve Floransa’da ayrıcalıklı hissetmek isteyenlerin tercihi. Katedrale sadece 750 metre uzaklıkta olan bu otel, hem muhteşem bir tatil hem de şehri gezmek için biçilmiş kaftan.

Sanatı, estetiği, Rönesans dönemini hissetmek; hâlâ korunan tarihi yapılar içerisinde uzun ve masalsı yolculuklara çıkmak, bunun yanında eşsiz bir tatil yapmak isterseniz, Floransa ölmeden önce mutlaka görmeniz gereken şehirlerden.

Farklı konu başlıklarında görüşmek üzere!